Botoks uygulaması; ileri yaş, dış etkenler ve yüzde aşırı mimik hareketlerine bağlı olarak gelişen kırışıklıkların tedavisinin genel adıdır. Tüm dünyada ve ülkemizde sıkça uygulanmakta ve etkili sonuçlar elde edilmektedir. İlerleyen yaşa bağlı olarak ciltte oluşan kırışıklıkların tedavi ve önlenmesinde son derece etkili bir yöntemdir. Botulinum toksinleri klostridium botulinum bakterisinden elde edilen nörotoksinlerdir. Tıbbi amaçla kullanılan ürünler mikroorganizma içermemekte, belli miktarda saflaştırılmış etken madde içermektedirler. Bu nedenle etkileri sadece enjeksiyon alanında olmaktadır.

Tip A ve tip B olmak üzere 2 çeşit botulinum toksini vardır. Kullanılacak doz miktarı ve gelişebilecek immünite açısından bu ikisi arasında çeşitli farklar vardır. Tip A botulinium toksinine karşı Ig G antikoru gelişmektedir. Bunu azaltmak için preperatlardaki protein miktarı azaltılmaktadır. Botulinum enjeksiyonu dozları hastanın cinsiyetine ve kilosuna göre ayarlanmalıdır.

Botoks çeşitleri nelerdir

Botoks enjeksiyonu ile kırışık ve çizgiler giderilir.Botoks: Amerika’ da ilk olarak kullanılan, ayrıca estetik amaçlar için kullanımı FDA tarafından onaylanan ilk üründür. Tip A serotipindedir. Etkisi en az 3-4 ay sürmekte daha sonra azalmaya başlamaktadır. Yıllardır üretilip kullanılmaktadır. Etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmıştır. Toz halinde bulunmaktadır. Kullanılmadan önce serum fizyolojik ile sulandırılır. En önemli dezavantajı sulandırıldıktan sonra zamanla etkinliğini yitirmesidir. Bu nedenle hazırlandığı gün kullanılmalıdır. Bu ürünler arasında uygulama esnasında en az rahatsızlığa yol açan üründür.

Dysport: Avrupa’ da üretilmiştir. Botoks gibi tip A serotipindedir. Dört ünitesinin etkinliği bir ünite botoksun etkinliğine sahiptir. Botoks gibi toz halinde bulunmaktadır.

Xeomin: Botoks ve dysport gibi tip A serotipindedir. Diğer botokslardan farkı allerjen proteinlerin nerde ise tamamen temizlenmiş olmasıdır. Bu nedenle ne yüksek dozlarda, ne de tekrarlayan dozlarda antikor oluşumuna yol açmaz. Yüz elli kD saf toksin içerir. Bir ünitesi bir ünite botoksa eşit olan xeomin kilinik olarak botoks ile aynı etkilere sahiptir.

Myoblock: Botulinum tip B nörotoksinidir. Estetik amaçlı kullanımı kısıtlıdır. Sıvı halde bulunmaktadır. Bu nedenle tekrar sulandırılmasına gerek yoktur. Yine bu nedenle dondurulmasına gerek yoktur. Buzdolabında iki-sekiz derecede tutulması yeterlidir. Asidik olduğu için uygulama alanında rahatsızlığa yol açabilir.  Etkisi kırk sekiz-yetmiş iki saat gibi kısa bir sürede başlamaktadır. Alın çizgilerinde etkili olduğu gözlemlenmişse de bu etki ortalama iki ay sürmektedir. En büyük avantajı raf ömrünün uzun olmasıdır.

Ürünlerin dozajları biyolojik aktivite ünitesi olarak tanımlanır. Değişik üreticiler tarafından yapılan testlerde bir standart olmadığından, bu ürünlerin dozajları uyumluluk göstermemektedir. Yani bir ürünün bir ünitesi ile diğer ürünün bir ünitesinin etki değerleri aynı olmamaktadır.

Klinik deneyim ve pratikte uygulaması daha ağrısız olan ve kullanılan doz-beklenen etki korolasyonu daha net bilinen tip A serolojik tiplerin estetik amaçlarla kullanımı daha yaygındır.

Botulinum toksini tarihçesi

Botox toksini cilt atlına enjekte edilerek gerçekleştirilir.Serolojik olarak A-G arasında yedi gruba ayrılan botilinum nörotoksini Clostridium botulinum tarafından üretilen bir toksindir. İlk olarak yol açtığı hastalıkların tanımlanması ile toksin olarak adlandırılsa da, tıbbi kullanım alanlarının öğrenilmesi ve uygulamalar ile günümüzde nöromodilatörler olarak tanımlanmaktadırlar. Bu etkiyi uygulandıkları kaslarda yol açtıkları geçici gevşeme ya da felç etkileri ile sağlamaktadırlar.

Aslında onsekizinci yüzyılın sonlarında tanımlanmış ölümcül bir toksindir. O yıllarda özellikle sosis yiyen insanlarda hastalığa yol açtığı gözlemlendiği için Kerner tarafından sosis zehiri olarak adlandırılmış, daha sonra latince sosis anlamına gelen botulus kelimesi temel alınarak botulism olarak tarif edilmiştir.

Bakterinin izolasyonu on sekizinci yüzyılın sonlarına denk gelirken, toksinin izolasyonu için yaklaşık 30 yıl beklenmiştir. Sinir-kas kavşağındaki inhibisyon etkisi için bir yirmi yıl daha beklenmiştir.

Yetmişli yıllarda başlanan hayvan deneylerinden sonra seksen yılında Scott md tarafından tavuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, tedavi edilen kaslarda seçici bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Oculinum isimli ürün  seksenli yıllarda stabismus ve göz çevresindeki diğer sinir kas hastalıklarının tıbbi tedavisi için kullanılmaya başlanmıştır.

Bunu doksanlı yılların başlarında blefarospam, heemifasiyal spazm ve ikibinli yıllarda  servikal distoni tedavileri izlemiştir.

1990 yılında spastik göz kaslarının tedavisi esnasında glabella da kırışıklıkların da azaldığı gözlemlenmiştir. Daha sonra yapılan çalışmalarda bu etkinlik net bir şekilde değerlendirilmiş ve 2002 yılında FDA onayı alan botoks estetik amaçlı kırışıklıkların tedavisi için de kullanılmaya başlanmıştır. Hipertrofik yüz ve boyun mimik kaslarına uyguladıklarında elde edilen geçici kas zayıflığı ile bu kasların yol açtığı kırışıklık çizgileri ve diğer deformiteler önlenmekte ve tedavi edilebilmektedir.

Botoks Uygulaması

Botoks toksini ile ince çizgiler ve kırışıklıklar giderilir.Motor sinir-kas kavşağında etki ederek istenmeyen kas kasılmalarının önlenmesi için kullanılmaktadırlar. Botulinum toksinleri şaşılık, hemifasiyal spazm, blefarospazm, servikal distoni gibi tıbbi durumların tedavisinin yanında kozmetik kullanım için de FDA onayı almışlardır.

Aslında kasların aşırı kontraksiyona bağlı gelişen gerilim tipi migren, spastik paraliziler, parkinson hastalığı ve aktif idrar kesesi hastalıklarının semptomlarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Burada botoks ile hastalık tedavi edilmemekte ama semptomun oluşması önlenmektedir.

Kozmetik kullanımda, botoks, ilerleyen yaşa ve dış etkenlerden dolayı cilt yapısında oluşan kırışıklıkların ve yıpranmaların giderilmesinde uygulanan bir yöntemdir. Oluşan bu kırışıklıklar, mimiklerin kullanımı, cilt yapısına ve yaşa bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Yüz bireyin en belirgin bölgelerinden biridir. Yüz yapısında oluşan kırışıklıklar bireyin görünümün de olumsuz bir etki yaratabilir. Bu gibi durumlarda genç görünüm kazanmak ve bu kırışıklıkların giderilmesi için ideal bir uygulamadır. Yüz bölgesine uygulanabildiği gibi, koltuk altı terleme soruna ve migren tedavisine de uygulanmaktadır.

Estetik amaçlarla yapılan botulinum enjeksiyonları daha çok cerrahi bir girişim gibi değerlendirilmelidir. Bu nedenle botulinum enjeksiyonu yapacak olan doktor, yüz yaşlanması ve kırışıklık oluşma mekanizmaları, yüz anatomisi, yüzün cerrahi anatomisi ve mimik kaslarının anatomisi konularında yeterli teorik bilgiye sahip olmalıdır.

Yaşlanma ile birlikte derideki hyalouronik asit miktarının azalması ve güneş ışınlarının etkileri gibi nedenlerle deri elastikiyeti azalmakta ve mimik kasların hareket aksına dik olarak gelişme eğilimi gösteren kırışıklıklar statik duruşta da görülmeye başlamaktadır. İşte botulinum toksinleri kullanılarak yüz mimik kaslarının aktivitelerinin azaltılarak, dinamik kırışıkların statik duruşta daha az görünmesini sağlanmaktadır. Bu işlem esnasında maske yüz görüntüsü oluşmamasına dikkat edilmelidir.

Yaşlanma ile birlikte yine yerçekimi etkisi ile yüzdeki bazı yapılarda ptoz görülebilmektedir. Kaşlarda, yanak yağ yastıkçıklarında ve dudak kenarlarında görülebilen bu durum üzgün, mutsuz, bezgin bir yüz görünümüne yol açabilmektedir. Botulinum enjeksiyonları ile bu yapılarda görülebilen ptoz un düzeltilmesi mümkün olabilmektedir.

Yüze yapılan kollajen indüksiyonları sonrası kollajende remodelizayon ve gençleşme beklenmektedir. Bu indüksiyonlar sonrası yapılacak olan botulinum enjeksiyonları ile yüzdeki ptoz önlenirken, kollajen remodelizasyonu yüzün bu ptotik olmayan haline göre olacağından sonuçlar daha kalıcı olacaktır.

Yeni yöntemler ile botoks işlemi, dekolte ve boyun bölgesine de uygulanmaktadır. Böylece bu bölgelerdeki oluşan kırışıklıklar giderilerek kişinin görünümüne tazelik kazandırılmış olunur. Ayrıca çene yapısında oluşan sarkmalar ve deformasyonlar bu uygulama ile düzeltilebilmektedir.

Botoks, cerrahi olmayan bir uygulamadır. Bu neden ile anestezi gerektirmemektedir. İşlem yapılacak bölge dezenfekte edildikten sonra ince iğler ile sorunlu bölgeye “botox toxin” enjekte edilerek gerçekleştirilmektedir. İyi bir tedavi uygulanması halinde, yüz yapısının doğallığını bozmaz. Kesinlikle bu uygulamanın hastane ortamında, uzman bir doktor tarafından yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde sağlığınızı riske etmiş olursunuz.

Botoks İşleminin Kullanım Alanları Nelerdir?

Şiddetli baş ağrılarına neden olan migren tedavisinde, dekolte ve boyun bölgesinde oluşan kırışıklıkların giderilmesinde, kaş düşüklükleri tedavisinde, koltuk altları, alın, el ve ayaklardaki terlemenin giderilmesinde, minik hareketlerine bağlı olarak yüzde oluşan çizgilenmelerin giderilmesinde ve daha birçok alana botoks uygulaması yapılabilmektedir. Botoks uygulaması ile kırışıklıklar giderilmektedir. Ancak ileri düzeydeki kırışıklıklarda ve cilt deformasyonları dolgu maddeleri ile botoks kombine bir şekilde yapılır.

Botoks Uygulamasını Kimler Yaptırabilir?

Bu tedavi yöntemi ile yüz hatlarında oluşan çizgilenmelerin ve kırışıklıkların azaltılarak ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. İşlem öncesinde E vitamini ve C vitamini kullanılmaması gerekmektedir. Aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaç kullanmayan, gebelik ve emzirme sürecinde olmayan ve kas hastalıklarına sahip olmayan, cilt kırışıklıklarına sahip genel sağlık durumu iyi, 18 yaşını doldurmuş tüm bireylere uygulanabilmektedir.Yine aktif enfeksiyon olan bölgelere uygulama yapılmamalıdır.

Botulinum enjeksiyonları öncesi hastalar geçirdikleri travmalar, deri hastalıkları, immünolojik hastalıklar, yüzlerindeki herhangi asimetri hakkında doktorlarını bilgilendirmelidirler. Kan sulandırıcı ilaçlardan, alkolden kaçınılmalıdır. Bayanlara adet günlerinde botulinium uygulaması önerilmemektedir.

Botulinum enjeksiyonları sonrası alkol alımı azaltılmalı, özellikle ilk 24 saat yüz üstü yatmaktan kaçınılmalı, spor yapılmamalı, aşırı sıcak ortamlardan (örneğin hamam) uzak durulmalı, makyaj yapılmamalıdır. Yine ilk 24 saat kuaföre gitmek önerilmemektedir. Cilt bakımı ve lazer 1 hafta sonra yapılabilir.

Botoks kimlere yapılmamalıdır

  • Botoks motor nöron hastalığı olanlarda, nöropatilerde, myestenia gravis hastalığında, Eaton Lambert sendromunda,
  • Psikolojik olarak stabil olmayan hastalarda
  • Botoks ve ya albümün allerjisi hikayesi olanlarda
  • Hamilelik ve süt verme dönemlerinde
  • Enjeksiyon esnasında lokal enfeksiyon hikayesi olan hastalara

İlaç etkileşimleri

  • Aminoglikozit türevi antibiyotikler botoks un etkisini arttırabilir.
  • Penisilamin, kinin, kloroquin, hidroksikloroquin gibi ilaçlar etkinliği azaltabilir.
  • Kan sulandırıc ilaçlar işlem sonrası morarmaya yol açabilir
  • Kalsiyum kanal blokerleri

Botoks İşlem Süresi Nedir?

Toksin uygulaması ağrı ve sızı oluşturmaksızın gerçekleştirilen son derece kolay bir uygulamadır. İşlem süresi uygulanacak bölgeye göre değişim göstermekle birlikte yaklaşık olarak 15-30 dakika aralığında değişir. Uygulama alın bölgesi, kaş bölgesi, kaz ayakları denilen göz çevresi kırışıklıkları, boyun, dudak ve dekolte gibi alanlara kısa sürede yapılmaktadır. Hasta uygulama sonrasında günlük işlerine aynı gün içerisinde dönebilir. Hastanın işlem yapılan bölgeyi dış etkenlere karşı koruması ve uyurken yüz üstü yatmaması gerekmektedir. Botulinum etkileri enjeksiyonlardan bir-iki gün sonra başlamaktadır. Maksimum etki bir hafta-bir ay arasında, ortalama on,on beş gün içinde olmaktadır.

Botoks Etki Süresi Ne Kadardır?

Clostridium botulinum toxin uygulanması, kişideki kırışıklıklar ve yapılan bölgeye göre 6-8 ay aralığında bir etki süresine sahiptir. Bu etki bazen üç-dört ayda azalmaya başlamakta, bazen de altı ay-bir yıl kadar sürebilmektedir. Ancak belirli aralıklarda düzenli yapılan uygulama ile kalıcılık süresinin uzadığı gözlemlenmiştir. Kas gerilmeleri ile şiddetli baş ağrılarına neden olan migren hastalığının tedavisinde son derece başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu işlemden 5 gün sonra görülmeye başlayan etki 4-5 ay gibi bir süre devam edebilmektedir. Yine bireyin sosyal yaşantısında olumsuz etkilere neden olan koltuk altı terlemelerinde yapılan uygulamanın etki süresi ortalama 6 ay sürmektedir.

Botoks Güvenli Midir?

Botoks işlemi, ülkemizde ve tüm dünyada sıkça tercih edilen kırışıklık giderme uygulamalarının başında gelmektedir. Amerika sağlık bakanlığı (FDA) tarafından onaylı bir uygulamadır. Botoksun doğru yapılması durumunda hiç bir yan etkisine rastlanmaz. Bu uygulama, hastane ortamında, işinde başarılı ve etkili sonuçları olan bir hekim tarafından yapılması halinde son derece güvenli bir işlemdir.

Botoksta tıbbi başarısızlık çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilir. Daha önce hiç botoks enjeksiyonu yaptırmamış bir insanda görülen başarısızlık primer cevapsızlık olarak tanımlanır. En önemli nedeni tedavi uygulanan kırışıklığın kasların kasılmasına bağlı dinamik kırışıklık olmamasıdır. Bu tür kırışıklıklar güneşin deri üzerindeki etkilerine bağlı gelişebileceği gibi yaşlılıkta elastikiyetini kaybeden derilerde de görülebilir.

Toksinin saklanması ve taşınması esnasında kurallara uyulmaması durumunda görülen denatürasyon yine moleküler yapının bozulmasına ve tedaviye cevap alınamamasına yol açabilir.

Bilindiği gibi botoks kompleks bir nörotoksindir. Eksi beş derenin altında ya da derin dondurucuda muhafaza edilmezse denatüre olmakta ve etkinliği azalmaktadır. Kullanılacağı zaman çıkarılmalı ve yüzde sıfır dokuzluk serum fizyolojik ile dilüe edilmelidir. Hem bakteriostatik, hem de çok az da olsa lokal anastezi etkisi olan benzil alkol içeren serum fizyolojik te kullanılabilir.

Sulandırma esnasında acele edilir ve hava kabarcıkları oluşursa kolaylıkla denatüre olacağından oldukça nazik davranılmalı, flakon içerisindeki negatif basıncın sıvıyı içeri yavaşça alması beklenmelidir.

Sulandırıldıktan sonra buzdolabında iki-sekiz derecede bekletilmeli ve dört saat içerisinde kullanılmalıdır. Altı saatte aktivitesini kaybetmediğini gösteren bir çalışma olsa da on iki saatte etkisi ortalama yarı yarıya azalır. Bir-iki hafta sonra kullanılırsa etkisinin sadece yüzde otuzu kalır. Yapılan bir çalışmada on ünitesi bir mililitre ile sulandırıldığında eğer buzdolabında saklanırsa etkisinin azalmadığı gösterilmiştir.

Uygulama esnasında enjeksiyon yeri ve derinliğinin doğru belirlememesi yine bir başarısızlık nedendir. Klinik olarak hastalığa yol açmamış botulinum toksini maruziyeti nedeni ile bu toksine karşı antikorlar gelişmiş olması yine diğer bir başarısızlık nedenidir. Docking proteinlerdeki vasyasyonlar bir başka neden olarak karşımıza çıkmaktadır.

Daha önce botoks yaptırmış bir hastada görülen başarısızlık sekonder başarısızlık olarak isimlendirilir ve genellikle ilk uygulamadaki botoksa karşı gelişen antikorlar nedeni ile olur. Genel olarak beş, on yıl boyunca botoks uygulanmış hastalarda gelişen antikorlar nedeni ile etki oldukça azalmaya başlamaktadır.